24 Ekim 2006

Pamuk Uyku

Canım sıkıldı sanki uyumalı mı sence? Uyku kapıda beni bekler gidip açmalı mı kapıyı yoksa biraz daha beklemelimi uyku kapıda? Bekle biraz müsait diilim. Yokuz evde yokuz. Git hadi. Canım sıkıldığında uyurum ben hep. Şekerleme yaparım.

18 Ekim 2006

Experimental Kek (Grup ismimizin Hikayesi)

Canımız kek istedi.Gece 00:15 civarıydı sanırım.Ezgi ben ve Nesliyann."Ben yaparım" dedim ve malzemelerimizi ortaya çıkarmaya başladık.Sonradan anladıkki toz şeker Ezgi'lerde o gün mevcut diilmiş.Markete gidemeyiz çünkü saat geç orası için.Ama canımız istedi bi kere vazgeçmek olmaz.Yumurta, süt, kabartma tozu ve vanilya var.Baktık elle tutulur un da var göz ucuyla baktık yağımızda varmış.Son şans Ezgi annesini aradı "Toz şker varmı evde vs." yokmuş.Ama evde toz şeker olmaması bizi yıldırmadı biz kek yapmaya karar verdik bi kere geri dönüş olamazdı(abarttım).Evde şeker olarak sadece küp şeker vardı Nesliyann aldı çift katlı poşeti bastı içine küp şekeri bi güzel patakladı.Bu arada farkettimki un normal ölçüdeki malzemelerin sadece yarısına yetebilecek kadar varmış ama biz bi kere başladık bu işe.Bizde un'a göre ayak uydurduk normalde 2 bardak şeker ve 2 yumurta olcaana 1 bardak şeker ve 1 yumurtayı çırptım önce buarada Ezgi'ye fırını "Açarmısın?" dedim.Açtı.1 bardak süt yerine yarım bardak süt koydum.Yarım bardak yağ yerinede yarımın yarısı kadar yağ koyacaktımki yağ aslında zeytinyağıymış.Dedim Ezgi'ye "Bu zeytinyağı kokuyo" diye ama o "Yok" dedi Nesliyann'a sordu "Bizde zeytinyağı varmı?" diye Nesliyann da Ezgi'yi onayladı bende koydum o yağdan.Karıştırırken karıştırırken zeytinyağı kokusu yayılmaya başladı etrafa.Anladıkki aslında zeytinyağı koymuşuz kek'e önce biraz duraksadık nasıl olcak acaba irenç olurmu falan diye düşünmeden edemedik.Un'u koydum biraz katı oldu sütle yumuşatmaya çalıştım hafiften.Ezgi buarada devasa boyutlarda olan (yine abarttım çünkü benim yaptıım kek küçüktü) kalıbı çıkarttı.Kek'i içine döktüm kalıbın ama yarısını ancak doldurdu çünkü hem kalıp büyüktü hemde elimizdeki malzemeler ancak yarım kek yapabilecek kapasitedeydi.Vel-hasıl kelam fırına konmaya hazırdı kekimiz fırının kapağını çtım ne bir sıcaklık nede bir el yanması hiç biri mevcut diildi o vakit(hafiften zırvalamaya başladım çok uzun uzadıya yazdım çünkü) ezgi fırını açtı içine koduk kek'imizi beklerken farkettikki çok deneysel bi kek oldu bizimkisi...(kafiyeli oldu eheheh kek'in resmi çok yakında burda)...

17 Ekim 2006

Islak gün


Hava bugün yağmurlu.Etraf pek bi ıslak.Bende ıslandım ayak uydurmak için etrafa.Üşüdüm ama biraz hapşuruyorum ama olsun severim hapşurmayı.Kimse çok yaşa demiyo.Çünkü kimse yok ki.Olsun ben kendi kendime "çok yaşa" "sende gör" diyorum.Hapşurmak güzel burnum kaşınıyo bu hoşuma gidiyo.Severim böcekleri.

16 Ekim 2006

isim bulma sevinci

Blogun ismini çok zor şartlar altında bulduğumdan ilk postumu ona adamaya karar verdim. Efendime söyleyeyim, olaylar şöyle cereyan etti. Ben isim düşünürkene, ezgi sıkıldı epeyce. Sonra yeni aldığı balık olan hayalet balığını araştırma fikrine kapıldı göz göre göre. İnternette araştırırken o karizmatik balığı. Latince ismine rasladık. Pek şık bi isimmiş...